Müslüman girişimcilerin en büyük engeli: cehalet ve korku

Hamdi Ulukaya - Çobani

Bu yazı Samantha Cooney’in  Mashable’daki “Ignorance and fear are big obstacles for Muslim startup founders” başlıklı makalesinden çevirilerek oluşturulmuştur.

Raşid Dar isimli müslüman girişimci yüksek lisans için New York’a taşındığında 5 vakit namazını kılacak bir sessiz bir yer bulmakta zorlanır. “Kendimi boş merdivenlerde, H & M de soyunma odalarında, ya da bir otoyol kenarında buluyordum” diyor Raşid.


Bu tecrübeler ona “Musallah” isimli mobil uygulamasını başlatmaya vesile oldu. Raşid Dar’ın uygulaması -ki dünya çapında 1 milyar müslüman bulunması gibi bir şansa sahip- henüz milyonlarla buluşmadı. O da projeyi Kickstarter‘da açarak 14 bin dolar bağış topladı.

Bu aslında pek çok girişimcinin Mashable’a açıkladığı bir kopukluk durumudur. Risk sermayedarları normalde 1 milyar kullanıcı gibi bir potansiyeli olan uygulamalara istekli olurlar, fakat eğer bu girişim Müslüman kurucular tarafından yapılıyorsa yahut Müslüman kullanıcılar söz konusuysa o zaman daha soğuk davranıyorlar. Bu durum Raşid Dar gibi girişimcileri yetersiz Kickstarter kampanyaları düzenlemeye zorluyor.

Bu zorluklar Silikon Vadisinin ve Amerikadaki girişimci piyasasının geniş çeşitlilik konusundaki sorunlarını yüzeye çıkarıyor. Veriler gösteriyor ki girişimci piyasasında öncelik “beyaz adam diğer beyaz adamı fonlar” şeklinde oluyor.

Dış sorunlar sayısızdır. Bilhassa cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump’un ülkeye müslümanların giriş yapmasını yasaklamak yönünde çağrı yaptığı bir seçim sürecinden geçerken risk sermayedarların müslüman veya müslüman odaklı girişimler için gelmesi zordur.

Müslüman nüfus gibi büyük bir pazara hizmet vermek için kurulan girişimlerde ayrıca iç zorluklar da doğuyor. Diğer geniş çaplı dinler gibi Müslümanlıkta da büyük bir kitlenin değişik seviyelerde bağlı olduğu bir dizi kültürel geçmiş bulunmaktadır. Bu kitleye pazarlama ve reklam yoluyla ulaşmak zor görünüyor. Bazıları, müslüman odaklı girişimlerin kendilerini haksız yere kısıtlayıp kısıtlamadıklarını sorguluyor.

Sayısız zorluklar olmasına rağmen girişimciler inançlarındaki özel bir faydayı belirtiyorlar. “Müslümanların tabiriyle bütün bunları Allah rızası için yapıyoruz” diyor Raşid. “Bizi asıl motive eden budur”.

Fonlayıcı Bulma

ABD’deki girişim sahnesi, bir sonraki büyük olayı arayan girişimci sermayedarlardan gelen para akışıyla şekillenmektedir.

Serbestçe akan nakite rağmen, bazı Müslüman girişimciler; özellikle girişimleri Müslüman pazara odaklananlar, dışarıda bırakıldıklarını hissediyorlar.

Müslüman çocukları güçlendirmek için tasarlanan bir çocuk kitabı serisi olan Noor Kids’in kurucusu Amin Aaser “yatırımcılarla ve genel olarak girişimcilik ortamında yapılan konuşmalarda, İslam’la ilişkili girişimlerle ilgili bir çok rahatsızlık olduğu hissediliyor” diyor.

Bu iki taraflı bir sorun. Girişimci sermayenin geleneksel kaynakları, İslam’a odaklanmış girişimleri desteklemekte çekimser olabilirken, İslami özel sektörler de artık norm haline gelen milyon dolarlık finansmanları masaya sürmede isteksiz davranıyor.

Müslüman toplumuna olumlu etkileri olan işlere hayat veren Affinis Labs’ın kurucusu olan Şahid Amanullah, bu etkilere birinci elden tanık oldu.

“Bu firmalar gayet mantıklı olarak, bu alanın büyümekte olduğunu ve yeni fırsatlar sunduğunu anlıyorlar” diyor Amanullah. “Ancak yetenekleri keşfedip kazanmakta başarılı değiller ve milyon dolarlık başlangıç hibeleri yapma konusunda rahat hissetmiyorlar.”

Sonuç olarak, bir çok Müslüman girişimi yola kendi başlarına çıkmak zorunda kalıyor.

Aaser’in şirketi, başlangıç fonunu Harvard Business School’dan almış olsa da, büyük ölçüde kendi kendini finanse etmekte.

“Bulunmak istediğiniz en iyi durum kârlı hale geçene kadar kendinizi hazır tutmak.” diyor Aaser. “Girişimci sermayenin sizin peşinizden koşmasını istersiniz.”

Ama Raşid Dar, para için bu işte olmadığını söylüyor, ki bu Silikon Vadisi’ndeki girişim kurucularının aklındakilerden hayli farklı geliyor kulağa.

“Ben öncelikle ve en çok, ilahi ödül ve ilahi kazançla ilgileniyorum,” diyor. “Eğer kazanç gelecekse, Allah’tan gelecektir. Eğer gelmezse, bu da Allah’ın takdiridir.”

Piyasa Yapıcılar

Bir girişimcinin şirketi hakkında aldığı ilk sorulardan bir tanesi şu şekilde: Piyasa ne kadar büyük? Müslüman girişimciler için, bu oldukça yüklü bir soru olabilir.

Müslüman hayatına yönelik içerik hizmeti sunan Netflix benzeri bir video servisi olan Alchemiya’nın CEO’su Navid Akhtar “Müslümanlar için ürünleriniz olduğunu söylediğinizde, bir çok kişi bunun küçük bir alanla sınırlı olduğunu söyler” diyor. “Ama aslında öyle değil.”

Aslında, Müslümanlar dünyadaki en büyük ve en çeşitli tüketici gruplarından birini oluşturuyor.

Alchemia

Müslümanlar 2010 verilerine göre dünya çapında 1.6 milyar nüfus oluşturuyorlar. Pew‘e göre bu rakamın hızla artarak 2050 yılına kadar 2.8 milyar kişiye ulaşması bekleniyor. ABD’de Müslümanlar Yedinci Gün Adventist Kilisesi üyelerinden sonra ırksal anlamda en fazla yayılıma sahip dini grup olarak listeleniyor.

Bu açık bir pazar değeri olan bir topluluk. Reklam firması Oglivy & Mather, 2010 yılında Müslüman Amerikan piyasasının değerini 170 Milyar Dolar olarak açıkladı. Bu pazar devam eden bir kaç yıl içinde daha da büyüyecektir.

Halen, bir çok büyük ölçekli girişim bu tüketici tabanına hizmet etmekten uzak.

“Şirketlerde, henüz hitap edilmemiş Müslüman tüketicileri çekmek için bir açılım var,” diyor Akhtar.

Bu amaçla son yıllarda Müslümanlarca kurulmuş bir çok girişim ortaya çıktı. Bunlar moda, yiyecek ve finans girişimleri şeklindeler. Executive Muslim adlı bir kariyer websitesi var. Hayli fazla sayıda Müslüman arkadaşlık siteleri de mevcut.

Bu halen küçük bir topluluk ve bazı Müslüman girişimciler yakın bağlar kurmuş durumda. Hatta bazı girişimcilerin inanç, finansman ve iş hayatının zorlukları gibi konuları tartıştıkları bir Slack başlığı bile bulunuyor.

“Bu Pazara Nasıl Bağlanabilirim?”

Sonrasında, bir tüketici tabanı inşa etme işi var.

Müslüman toplumu dağınık çok çeşitliliğe sahip, bu yüzden girişimler tüketicilere “herkese uyan standard beden” anlayışıyla yaklaşamıyor.

“Reklam yapma kısmı büyük bir güçlük. Müslümanlar çok farklı hayat yollarından geliyorlar. Bu pazara nasıl bağlanabilirim?” diyor Aaser, “ABC veya Hulu üzerinde reklam yapıyor olmayacağım.”

Bu şirketlerin büyük kısmı ürünlerini tanıtmak için kendi ağlarına güveniyor, camilerde ve online topluluklarda ilanlar veriyorlar. Ancak bir ürün hakkında konuşulması için inanca güvenmek genellikle yeterli değil, diyor Raşid Dar:

“Sanıyorum kişiler, insanların dinleriyle olan bağlantıları üzerinden ilerlemek istiyorlar. Bazen ürün Müslümanların ürünü olduğu için, Müslümanların desteğini hak ettiklerini düşünüyorlar. Eğer Gayri müslim bir tüketici daha islami odaklı bir uygulama inşa eder ve daha çok müşteri kazanırsa, bunu hak etmiş demektir. Aynı dini paylaşmak kullanıcıların sizin ürününüzü tercih etmesi için yeterli bir temel oluşturmaz.”

Amanullah yalnızca Müslüman tüketicilere odaklanmanın ölçeklenebilir olmadığı konusunda ısrarlı. Onun girişimlere özel “kuluçka makinesi”, Müslümanlar üzerinde olumlu etkiye sahip olabilir ancak o da yalnızca daha geniş bir tabana hitap eden şirketleri kabul ediyor.

“Burada bir mottomuz var: ‘Müslümanlar yaptı, herkes için / By Muslims, for everybody ‘” diyor. “Kendi değerlerinize vurgu yapabilirsiniz, ancak Müslüman olmayan kullanıcılar için de değeri olan bir ürün geliştirmelisiniz.”

Müslümanlarca kurulan bazı şirketler, büyük başarılara ulaştı. Önemli bir örnek, yoğurt devi Chobani, 2005 yılında Hamdi Ulukaya tarafından kuruldu. Şimdi 3 Milyar doların üzerinde değere sahip.

Daha küçük firmalar da başarılar yakaladılar. Helal sertifikalı vitaminler üreten Noor Pharmaceuticals, büyük perakendecilerden Whoole Foods ve Walgreens ile anlaşmalar yaptı. Aaser’in Noor Kids’i, diğer azınlıklara da ulaşacak şekilde yaygınlaşma arayışında.

Ancak bazı girişimciler, özellikle Birleşik Devletler’de ırkçılığın Müslüman olmayan kullanıcıları bu ürünleri satın almada isteksizleştireceğinden veya iadelerden korkuyorlar. Buna rağmen, Amanullah bunun söz konusu olmayacağını söylüyor.

“Ben girişimciliğin, önyargılara ve ırkçılığa karşı güçlü bir caydırıcı güç olduğuna inanıyorum. Eğer birilerinin hayatını bir ürün yardımıyla iyileştirebiliyorsanız, size daha farklı bakacaklardır.” diyor. “Ve şimdi, Müslüman müşterileri terk etme zamanı da değil. Müslüman müşteriler, bu kimlikleri ile de  kazanıyorlar.”

“Eğer şirketiniz bu iki ihtiyaca da cevap verebilirse, herkes kazanır,” diyor. “Eh, Trump hariç.”

BT Magazin

BT Magazin, 13 Mayıs 2016'da yerli girişimleri tanıtmak için kuruldu.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...