Amazon Mechanical Turk ve Satranç Oynayan Türk Otomatı arasındaki ilginç ilişki
Amazon’un soru-cevap platformu Amazon Mechanical Turk’ün isminin Satranç Oynayan Türk Otomatı’ndan geldiğini biliyor muydunuz? Peki Satranç Oynayan Türk kim ya da ne?
Satranç Oynayan Türk 1769’da İmparatoriçe Maria Theresa’nın hizmetinde çalışan mekanikçi Wolfgang von Kempelen tarafından Viyana’da üretilmiş sahte bir otomatın ismidir.
İmparatoriçe Maria Theresa için yapılan bu otomat, 120 cm uzunluğunda, 105 cm genişliğinde ve 60 cm yüksekliğindedir. Akçaağaçtan ve üzerine satranç tahtası çizilmiş tekerlekli bir masa önünde oturan bıyıklı, sarıklı ve pelerinli bir Türk figüründen oluşuyordu. Öndeki kapak açılıp dolabın ve Türk’ün içine bakıldığında irili ufaklı pek çok kaldıraç, makara ve başka karmaşık mekanik sistemler görülebilmekteydi.
Kurularak çalışan otomat, karşısındaki insan rakibiyle satranç oynamaya başladığında, gözleri satranç tahtasını tarıyor, başını arada bir sallayıp satranç taşlarını eliyle hareket ettirebiliyordu. Yaptığı hamlenin bittiğini başını üç kez sallayarak belirten Türk pek çok rakibini yeniyordu, bunların arasında 1809’da oynadığı Napolyon Bonapart da vardı.
Satranç Oynayan Türk’ün sırrı yıllarca çözülemedi. Teorilerden bazılarına göre satranç taşlarının içine yerleştirilen mıknatıslar sayesinde Türk taşları oynatıyordu ya da kuklanın içine bir çocuk vardı.
Türk’ün sırrı Kempelen ve yakın çevresi tarafından özenle saklandığı için uzun yıllar işin aslı çözülemedi ve meraklıları sayesinde sahiplerine para kazandırdı. Kempelen 1804’te Viyana’da öldükten sonra otomat birkaç kez el değiştirdi ve son olarak Beethoven’ın yakın arkadaşı Johann Maelzel adlı bir makine mühendisi Kempelen’in oğlundan otomatı satın aldı ve gösteriler düzenledi.
1817-1837 tarihlerinde tüm Avrupa’yı ve Amerika’yı gezen otomat, çalışma mekanizması ve topluluklar üzerinde yarattığı etki nedeniyle birçok kitap ve makaleye konu oldu.
Satranç Oynayan Türk nasıl çalışıyordu?
Otomatın içinde tecrübeli bir satranç oyuncusu vardı. Kempelen’in ustalığı seyredenlerin düşündüğü gibi bir makineye satranç oynatmasında değil, kutunun içinde kimsenin göremeyeceği şekilde gizlenebilen birine mekanizmalar aracılığıyla satranç oynatabilmesidir. Makinenin içi seyirciye gösterildikten sonra satranç ustası kutunun içine giriyor ve mum ışığında iki büklüm bir şekilde hem karşısındaki oyuncunun yaptığı hamleleri takip edebiliyor hem de otomatı yönetip karşı hamleleri yapabiliyordu.
Mekanik Türk’ün sırrı, mekanizmanın bulunduğu kabinin içindeki bölümlerin katlanabilir olmasına ve mekanizmanın önden görüldüğü gibi kabinin tamamını kaplamamasında yatıyordu.
Kabin içinde, operatörün oyunu takip etmesine yardım eden ikinci bir satranç tahtası daha vardı. Otomatın oynadığı ana satranç tahtasının altında, her karenin altında zemberek şeklinde bir mekanizma ve her taşın altında da bir mıknatıs bulunuyordu. Bu sistem sayesinde kabin içindeki oyuncu hangi taşın hangi kareye oynadığını takip edebiliyor ve ikincil satranç tahtasında yaptığı hamleleri ana tahtaya bildiren özel düzeneği kullanarak Mekanik Türk’ü hareket ettirebiliyordu.
1787-1837 yılları arasında otomatın içindeki kişi Jacques-François Mouret’ti.
Amazon Mechanical Turk ile ilişkisi
Satranç Oynayan Türk görünüşte bir otomat olmasına rağmen işin arkaplanında insan zekası vardı. Amazon Mechanical Turk platformunda da işin ön yüzü bilgisayar sistemi gibi görünürken arkaplanda insan zekası vardır. Şöyle ki; “hangi resimdeki yemek çin yemeğine daha çok benziyor” gibi bilgisayar için cevaplaması zor, ancak insan için kolay olan sorular, cevap talep eden kişi tarafından sisteme yükleniyor. Bu soruya cevap verebilecek kişiler cevapladıkları soru miktarınca ödeme alıyor.
Benzer bir sistem Google’da da vardı. Google Answers ekibi bu tarz soruları cevaplıyordu. Amazon’un farkı bunu dışardan kişilere ücret mukabilinde sunması oldu.
Kaynak: Wikipedia
Son yorumlar